25.000 kişi, üç gün, tek bir alan. Nihai parti rüyası gibi görünen bu durum, birçok yemek şirketi için mali bir kabusa dönüşüyor. Neden deneyimli profesyoneller bile festival ikram hizmetlerinde başarısız oluyor? Gerçek, kimsenin öngöremediği ayrıntılarda yatıyor.

Peri masalı faturası

Tipik bir senaryo: 40.000 beklenen ziyaretçi, kişi başına ortalama 15 avro yemek harcaması. Bu da 600.000 avro potansiyel ciro demek. Kulağa cazip geliyor, değil mi?

Gerçek ise farklıdır. Bu 600.000 Avro'nun genellikle 5%'den daha azı stant ücretleri, personel masrafları, mal kaybı ve öngörülemeyen masraflardan sonra kâr olarak kalmaktadır. Hatta bazı organizatörler evlerine zararla dönüyor.

Personel ikilemi

Festival personeli bulmak Rus ruleti oynamak gibidir. Kim üç gün üst üste 35°C sıcaklıkta, kızgın güneşin altında ya da bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda çalışmak ister ki? Sonuç: vasıfsız işgücü, yüksek personel devri ve büyük bir kalite kaybı.

Güneyden bir festival organizatörü şunları söylüyor: "İlk gün 12 çalışanımız vardı. Üçüncü gün hala 4 kişi vardı. Diğerleri gelmedi."

Lojistik tuzağı

Restoranda işe yarayan şey festival alanında başarısız oluyor. Soğuk zincir yok, depolama olanakları sınırlı, akan su yok. İki saat sonra buz eridiğinde ve jeneratör arızalandığında kokteylleri karıştırmak bir güç gösterisi haline geliyor.

Tedarik sorunu özellikle zor. Bir Cumartesi akşamı romunuz biterse, hiçbir toptan satış işe yaramaz. Parti devam eder ama barınız durur.

Hava durumu savaşı

Yağmur festival alanını bataklığa çevirir. Sıcaklık içecekleri sıcak ve satılamaz hale getirir. Rüzgar malzemeleri süpürür. Fırtınalar kapanmaya zorlar. Hava durumu başarı ya da başarısızlığı belirler ve kontrol edilemez.

Almanya'nın kuzeyindeki bir festivalde çıkan fırtına tüm ikram altyapısını hurda metale dönüştürdü. Hasar: 50,000 Euro. Sigorta ödeme yapmadı.

Otomatik satış makinesi devrimi

İşte şaşırtıcı bir gelişme: Modern kokteyl makineleri bu sorunların çoğunu bir çırpıda çözüyor. Geleneksel festival yiyecek içecek sağlayıcıları kaosla mücadele ederken, otomatik sistemler sürekli olarak mükemmel içecekler sunar.

Avantajları dramatiktir:

  • Artık personel draması yok
  • Hava koşullarından bağımsız çalışma
  • Sıfır dağıtım kaybı
  • Günün her saati tutarlı kalite

Gizli maliyet tuzakları

Festivale yeni katılanlar neleri hafife alıyor: Küçük kalemler büyük meblağlara ulaşır. Stand ücretleri sadece başlangıç. Ayrıca elektrik masrafları, güvenlik hizmetleri, atık bertarafı, su bağlantısı ve sayısız "küçük" ücret vardır.

Bir seyyar restoran işletmecisi şöyle hesaplıyor: "3 günlük bir stant için 15.000 avro ödüyorum - daha tek bir içecek bile satmadan."

Bir cankurtaran olarak teknoloji

Otomatik kokteyl makineleri festival sektörünü temelden değiştiriyor. Stresli 8 barmenle çalışmak yerine, 2 rahat servis personeli yeterli oluyor. Mal kaybından şikayet etmek yerine, makine tam olarak gerektiği gibi üretiyor.

Rakamlar her şeyi anlatıyor: 300% daha az işçilik maliyeti, 90% daha az mal kaybı, yoğun zamanlarda 500% daha yüksek verimlilik.

Festival konuğunun psikolojisi

Festival ziyaretçilerinin restoran misafirlerinden farklı beklentileri vardır. Hızlı, ucuz ve yine de yüksek kalitede hizmet almak isterler. Uzun bekleme süreleri havayı bozar. Kötü içecekler deneyimi mahveder.

Otomatik sistemler bu üç kriteri de mükemmel bir şekilde yerine getirir: ışık hızında, uygun maliyetli ve tutarlı bir şekilde en yüksek kalitede.

Festival ikram hizmetlerinin geleceği

Festival ikram hizmetlerinin karanlık yüzü, akıllı teknoloji sayesinde aydınlanıyor. Geleneksel yöntemlere güvenmeye devam edenler aşılmaz engellerle mücadele ediyor. Otomasyona geçenler ise sorunları rekabet avantajına dönüştürüyor.

Asıl soru, otomatik sistemlerin galip gelip gelmeyeceği değil, akıllı organizatörlerin ne kadar çabuk değişeceğidir.

Festival ikram hizmetleri karanlık tarafta kalmak zorunda değil - bir altın madeni haline gelebilir.

tr_TRTurkish